15 Mart 2008 Cumartesi

Gül Soylu Aşk

Enez’ in güzel yaz günlerinden biriydi. Her sabah ki gibi ormana koşmaya gittim. En yakın arkadaşımda yanımda denize girdik eğlendik. Akşamüzeri can sıkıntısı 3 kişi bulduk. Okeye dördüncü aranıyor. Ya ben yanlış görüyorum yada karşıdan maviş gözlü, kumral, şirin mi şirin güler yüzlü bir masal perisi geliyor. O an sanki büyülenmiştim. Okey oynamayı bir yana bir yana bırakın iki de bir taşları düşürür, ıstakayı devirir olmuştum. Ama galiba ben onun pek ilgisini çekememiştim. Okey bitti arkasına bakmadan gitti.

Sonradan öğrendim ki arkadaşımın yeğeniymiş ve uzun süreli bir beraberliği varmış. E be kardeşim dedim içimden...

Yine bir yaz akşamı top oynamaktan geliyoruz. Kan ter içinde kalmışız, saç baş toz toprak içinde... Az ileriden birisi seslenir gibi oldu. Baktım aman Allahım yine o güzel gözlü kız. Tabii hemen havaya girdim bana "iyi aksamlar" dedi. Arkadaşım mavi gözü periye nasıl baktığımı görmüştü.

Yaz bitiyordu ve biz İstanbul'a dönnüyorduk. Mavi gözlü perim aklımdan çıkmıyordu. Fakat sonunda kafamdan atmayı zor da olsa başarmıştım.

Bir gün arkadaşımın ablası bizim bir yeğen var birbirinize çok yakışırsınız diye öyle bir söyledi. Ben pek önemsemedim meğerse abla arada aracılık ediyormuş. Tabiki bunlar sonradan su yüzüne çıktı. Bu arada bir detayı atladım. Uzun süre beraber olduğu gençten problemler dolayısıyla ayrılmış.

Arkadaşımda oturduğum günlerden birinde aablası "Haydi gel kahve içmeye misafirliğe gidiyoruz dedi." Bende "Gidelim bakalım dedim" Aslında biz ne bilelim her şey daha önceden planlanmış. Maviş gözlü perimin evine gittik. Ben onu görünce elim ayağım dolaşmaya başladı. Hatta kahve fincanını elimde unuttu benim güzelim. Gece eve gelince bu konuyu ayrıntılarıyla düşündüm. Sanki içime doğdu. İlk başından beri tahmin ediyordum uzun bir beraberliğe, hatta ölümüne beraberliğe adım atacağımı. İçimden bir ses "Neden olmasın be Serhat diyordu." Ertesi gün yine onlarınn evinde bir tesadüf yapıldı. Beraberliğimizin ilk cümlelerini kurdum sonunda. Eh zor da olsa, kan ter içinde kalsam bile şu an üç yıllık güzel bir beraberliğim var. Dile kolay üç uzun yıl. Aman Allah bozmasın tahtaya vuralım. Biz yıldızlara astık yüreğimizi... Bizim aşkımız gül soylu bir aşk. Allah' tan herkesin kaderine benimki gibi güzel, temiz ve gül kokan bir aşk yazmasını dilerim.

Herşey Telefonla Başladı

Onunla 1999 haziran ayında tanıştım. Ve tanıştığım o ilk anda ona aşık oldum. Tanışmadan önce çalıştığımız firmalar dolayısıyla sürekli telefonla görüşüyorduk. Bu arada onun evli ve bir kızı olduğunu öğrendim. Zamanla aramızda çok iyi bir arkadaşlık başlamıştı ve birbirimizi merak ediyorduk.

Haziran ayında firmamız bir davet verdi. Tanışmaya karar verdik. Ne de olsa sadece arkadaşdık. Tanışmamız davet gibi kalabalık bir ortamda olmayacağı için dışarıda buluşmaya karar verdik. Onu beklerken bir yandan da cep telefonlarımızla konuşuyor. Birbirimizi bulmaya çalışıyorduk. En sonunda karşı karşıya geldik ve ben ona o ilk and aşık oldum. Gülüşü, konuşmaları, bakışları…

Başbaşa çok güzle bir yemek yedik. Gülüşmeler, konuşmalar… derken ayrılık vakti geldi ve hiç bu kadar üzülmemiştim. Daha yeni tanışmamıza rağmen sanki ben ona yıllardan beri tanıyormuşum, hep yanındaymışımda ayrılmışız gibi hissettim.

Sonra altı ay kadar hiç yüz yüze görüşmedik. Artık telefonda da nadir konuşuyorduk. Hayal kırıklığına uğradığını düşünmeye başlamıştım ki eşindne ayrıldığını öğrendim. Sonra bir telefon konusşması tüm geleceğimi dğeiştirdi. O da beni beğenmiş fakat evli olduğu için hiç bir şey söyleyememiş. Zamanla eşi ile arasındaki problemler daha da büyüdüğü için ve birbirlerini daha fazla yıpratmamak için ayrılmaya karar vermişler.

İki seneye yakın görüşmeye devam ettik çok zor günleri birlikte atlattık. Ama çok güzel günleride birlikte yaşadık. Çünkü biz her şeyden önce arkadaştık. Şu an nişanlıyız ve çok kısa bir zaman sonra evleniyoruz. Isterim ki her kez benim kadar mutlu olsun, herkez sevdiğinin elini istediği zaman tutabilsin ve onu her an yanında bulabilsin…

Tabular Yıkılamaz

Eğer aşkımız yasak bir aşk olmasaydı, tabuları yıkmak çok kolay olacaktı. Ama her iki tarafta evliyse bu gerçekten çok zor. Biz böyle olacağını bilmedik belki de...

İkimizde evli aklı başında, aynı iş yerinde çalışan önceleri iki yabancı sonradan aşık olan insanlardık. Ne olduğunu anlamadan bir sevdanın içinde bulduk kendimizi. Önce bakışmalar, ardından kuvvetli bir elektrik hissettik bir birimize karşı. Ne o engel olabiliyordu bu elektriği ne de ben. Ben evleneli henüz 1 yıl olmuştu. Onun evliliği ise 21 yıllıktı. Görüşmeye başladığımızda onu bu kadar seveceğimi tahmin edemezdim. Artık iş çıkışı dışarıda görüşüyor, birbirimizi görmediğimiz zamanlarda saatlerce telefonda konuşuyorduk.

Sevgilim yaz başında emekli olmuştu. Artık onu işyerinde görmüyordum.

Buluştuğumuz koridorlar, göz göze geldiğimiz onsuz hiçbir anlam ifade etmiyordu.

Ekim ayından sonra telefon konuşmalarımız azalmış, bir soğukluk girmişti aramıza.Adeta telefon açmaktan korkuyordu. Belki de her şeyi bu kadar hızlı ve çabuk gelişeceğini o da anlayamamıştı.

En son 12 Aralık gecesi görüştük. Bu son görüşmemiz oldu. Sevgili, “tabular yıkılamaz” diyordu. Ve daha benimle görüşmek istemediğini anlatıyordu. Ellerimi tutup öptü ve “Hoşça kal sevgilim” dedi.

Haklıydı belki, ne de olsa yıllardır alıştığı bir eşi vardı. Ve bir de çocuğu... “bütün suç bende” diyordu, beni kendine bağladığını , baştan çıkardığını söylüyordu.5 Aydır ayrıyız. O günden sonra onu ne gördüm ne de konuştum. Yalnız bir şeyi unutmuştu. Beni parçalara böldüğünü .... O günden sonra çok mutsuz günler geçirdi. Fakat biran olsun onu aşkını kalbimden, kafamdan söküp atamadım.

Şimdi her akşam yüce Allah’a dua ediyorum. Arayıp sormasa da, sağ olduğunu biliyorum.Artık bensiz de olduğunu biliyorum, bunlar bile bana yetiyor. Her şeye rağmen sevgilim seni gerçekten çok seviyor ve çok özlüyorum...

Bir Deliye Aşık Oldum

Onu ilk gördüğümde 17 yaşındaydım. O ise 20. Akıl hastanesine ziyarete gitmiştim. Arkadaşım zorla götürmüştü. Bahçedeydi... Kıştı. Onun üzerinde sadece tişört vardı. Dikkatimi çekmişti. Herksin yanında birileri vardı o yalnızdı. Yanına gidip adını sordum, sohbet etmeye başladım. Konuşmuyordu, benimle hiç ilgilenmiyordu. Bu daha da dikkatimi çekmişti. Üzerine gidiyordum ama boşunaydı. Hiç konuşmuyordu. Çok etkilemişti beni...

Daha sonra her gün yanına gitmeye başladım. Benimle az da olsa konuşmaya başlamıştı. Doktoru onun durumunun hiçte iyi olmadığını, ailesini trafik kazasında kaybettikten bu hale geldiğini anlattı ve onla bu kadar ilgilendiğimi sordu. Cevap veremedim. Sanırım beni etkilemişti ve seviyordum onu.

Onu etkilemeyi sonunda başarmıştım. Okul çıkış saatimi sabırsızlıkla beklediğini söylemişti. Beni görmeden mutlu olmadığını anlatmıştı. 1 yılda gülümsetmeyi baş artmıştım onu. Bana ilk “ Seni Seviyorum” dediğinde de tanışmışlığımızın üzerinden 1,5 sene geçmişti. Gülüyorduk el ele dolaşıyorduk bahçede. Doktoru bile şaşırmıştı bu duruma. Artık psikoloji tedavisi bitmiş sadece ilaç tedavisi uygulanıyordu. Buda bizi çok mutlu ediyordu. Ailemin ondan haberi vardı. Ama onu sadece benim ilgilendiğim bir hasta olarak görüyorlardı. Oysa biz sevgiliydik. Sözlendik. Yüzüklerimizi doktoru taktı. 2 yıl sonra ailem her şeyi öğrendi. Ondan ayrılmamı istediler. Çünkü o hastaydı. Bir hafta beni eve kapattılar. Artık mavişimin yanına gidemiyordum. Günün birinde evden kaçıp yanına gittim. Hastanede yoktu. Beni iki gün beklemiş ben gelmeyince de kendi isteğiyle hastaneden ayrılmış

Bir ay boyunca eve kapandım. Kimseyle konuşmuyordum yemek bile yemiyordum. Bir arkadaşım mavişimi yolda görmüş oda benim ev adresimi almış. Bir gün mavişim ellerinde çiçeklerle evimizin önüne geldi. Annemi kandırıp bir hafta birlikte tatile çıktık. Artık onundum. Tüm kalbimle...

Ailem ne yazık ki kararından vazgeçmiyor ve onu istemiyor. Şu an o yanımda yok. Ailem beni Antalya’ ya gönderdi. O da İstanbul’ da. Buraya gelmesi imkansız. Üçüncü senemizdeyiz ve 4 aydır ayrıyız. Haberini arkadaşlarımdan alıyorum. Yine hastaneye düşmesinden korkuyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey var. Onu çok seviyorum...

Bir Şansım Daha Var

Filiz’ le okuldan arkadaştık.O İstanbul’ luydu. Bense taşradan okumaya gelmiş bir genç. Bir arkadaşla paylaştığım ev sürekli kalabalık olurdu. Arkadaşlar sürekli gelip gider, şarkılar söylenir, içkiler içilir, kısacası her gün ayrı bir şamata yaşanırdı.

Bu grubun içinde Filiz’ de vardı. Filiz’ e karşı bir şeyler hissediyordum ama eski sevgilimin etkisinden de kurtulamıyordum. Ayrılmamıza rağmen hala onunla telefonlaşıyor, hatta arada bir görüşüyorduk. Filiz’ le birlikte olmak hoşuma gitse de bu yüzden bir türlü duygularımdan emin olamıyordum.

Sonunda eski sevgilimle telefonda yaşadığım müthiş bir kavganın sonucunda bu işin tamamen bittiğine karar verdim. Ertesi gün de Filiz’ e duygularımı söyledim.

O da benden bir atak bekliyormuş. Biz artık iki sevgiliydik. 2 ay rüya gibi geçti. Hemen her gün birlikteydik ve çok mutluyduk. 2 ay sonra gelen bir telefon bütün hayatımı değiştirdi. Arayan eski sevgilimdi ve beni çok özlediğini, bensiz yapamayacağını söylüyordu.Dayanamadım ve buluştuk. Ben o özlemin etkisiyle oracıkta evlenme teklifi ettim. Kabul etti.

Ancak ertesi gün aklım başıma geldi. Ama artık bu yola çıkmıştım. Bir yandan evlilik hazırlıklarını sürdürüyor, bir yandan da Filiz’ e bunu nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Evlenmeme bir gün kala Filiz’ e sadece şunu söyleyebildim: Ben gidiyorum... Filiz anladı, sadece mutluluklar diledi ve hayatımdan öylece çıkıp gitti.

Benim evliliğim 5 yıl sürdü. Boşandıktan bir kaç ay sonra bir markette alışveriş yaparken gördüm onu. Öyle güzelleşmişti ki... Ayak üstü birkaç kelime konuştuk. Benim de tanıdığım biriyle evlenmiş. Mutluymuş. Benim evliliğimi sordu, “Boşandım” dedim. O an gözlerinde gördüğüm acıyı tarif edemem. Bana sadece “İnsan her zaman doğru karar veremiyor değil mi?” dedi ve yine kaybolup gitti...

Aradan 4 yıl daha geçti. Büyük bir tesadüf sonucu Filiz’ in telefonunu buldum. Aradım, konuştuk. O da boşanmış. Önce üzüldüm ama şimdi seviniyorum. Bu bizim için yepyeni bir şans olabilir. Bu yıllardır yaşayamadığımız aşkı yaşama şansı verebilir. Bazı şeyleri tamir etmek çok zor olacak ama ben bunu göze alıyorum. Bir zamanlar kaçırdığım fırsatı bir daha kaçırmak istemiyorum. Çünkü onu çok seviyorum...